2 Aralık 2014 Salı

Aloha December !


    Uzun zamandır buralarda görünmüyordum. Yeni bir şehre taşınmak; yeni bir eve yerleşmek; yeni bir okula alışmak ve yeni bir çevre edinmek derken bir bakmışım aralık ayı gelmiş... Üniversite sınavından sonra blogumu güncel tutmayı planlıyordum ama malesef işler istediğim gibi gitmedi. Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. Bununla yetinmeyip yaz tatilimin küçük bir kısmını bir de hazırlık sınavını atlayabilmek için geçirdim. Tam hazırlığı atladığım için derin bir oh çekecekken asıl zor olan kısma yeni başladığımı fark ettim. Evet hukuk okumak başlı başına bir dert ama eğer yaptığınız işi gerçekten seviyorsanız zevkle katlanıyorsunuz da...

    Instagram hesabım @perayaylali' dan sık sık post yayınlıyorum ama blogun tadı başka tabi... Çünkü fotoğraflar ne kadar anlamlı olursa olsun; vermek istediğimiz mesajları yansıtmaya yetmiyor bazen. Hele ki yazmayı seven bir insansanız, ara vermek zorunda kaldıysanız ve 3 senedir blog yazıyorsanız; bu post hazırlama ve bir an önce yayınlamak isteme aşkınızı kat kat arttırıyor. İşte tam da bu noktada imdadıma üniversitemden yakın arkadaşım ve aynı zamanda fotoğrafçı olan Arda Sezen yetişti. Biz çekimler sırasında gerçekten çok eğlendik. Umarım postu okumaya ve fotoğrafları incelemeye devam ederken aynı enerjiyi siz de hissedersiniz. :))

    Malum, aralık ayı geldi; sımsıcak parlak güneş yerini gri bulutlara ve buz gibi havaya bıraktı. Buna rağmen itiraf etmeliyim: Kışı yazdan daha çok seviyorum ben !
 -Peki ama neden Pera? Buz gibi hava, yapılacak şeylerin kısıtlanması, deniz-kum-güneş üçlüsünden mahrumiyet, hastalanma ihtimali, havanın erken kararması(Zaten kararmasa da hep karanlık)... Bunlar yeterli değil mi sevmemek için?
   Elbette değil :) Çünkü kış demek; bot demek, çizme demek, topuklu demek, sneakers demek; kazak demek, t-shirt demek, sweatshirt demek; atkı demek, bere demek, eldiven demek; parka demek, trençkot demek, anorak pofuduk kabanlardan demek, palto demek, deri ceket demek, jean ceket demek... Yani kısacası adeta bir alternatif havuzu içinde özgürce yüzebilmek demek. Hemde bu havuzda yüzerken kat kat giyindiğinde soğuk havadan dolayı boğulmuyorsun da.

      Kitaplar kalın, ders programı yoğun, gün uzun... Böyle zamanlarda en büyük kurtarıcımız tabi ki sırt çantaları! O zamanlar Türkiye'de pek bulunmadığından Avustralya'dan aldırdığım Longchamp'ın klasik backpack formundaki çantasını sportif bir hava katarken aslında fazla da sportif görünmemek isteyenlere tavsiye ediyorum. İster romantik maxi bir elbiseyle, ister gömlekle, ister benim gibi sweatshirtle kombinleyin her türlü kombinasyonunuza rahatlıkla uyum sağlayacaktır.                            
                                                     

    Yoğun bir okul günü sweatshirtsüz düşünülemez. Kazağın boğuculuğundan; t-shirtün üşütücülüğünden ve gömleğin kırışıklıklarından kaçmak isteyenlere birebir olan sweatshirtler son zamanlarda en çok tercih ettiğim parçalar arasında. Özellikle de ruh halimi ve görüşümü giydiklerimle ifade edebilmeyi sevdiğimden yazılı olanları daha çok tercih ediyorum. " Blogger is a #LIFESTYLE " gibi...
                                                                                            Sweatshirt- Zara


                                                                                                    Kemer- H&M

   Parka- Zara

                                                                                                          Pantolon- Benetton
                                                                                                          Saat- Michael Kors

                                                                                                      Rain Boots- Hunter

                                                                           Katlanabilen Aynalı Gözlük-  Ray-Ban



















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.